DİYARBAKIR’da, emekli Fransızca öğretmeni Mahmut Nurettin Medyelioğulları (71), 20 yıldır Sur ilçesinde açtığı 10 metrekarelik küçük dükkanda, merakı olan taş işlemeciliği ile 500 civarında eser üretti. Sönmüş volkanik dağ olan Karacadağ’dan topladığı taşlarla, sadece çekiç ve keski gibi el aletleri kullanıp objeler üreten Medyelioğulları, son olarak tek parça bazalt taşından Nuh’un Gemisi figürünü yaptı. Eserlerini satmadığını, yetkililerce açılacak bir sanat ve kültür atölyesinde sergilenmesini istediğini dile getiren Medyelioğulları, “Bu işte bazen taş sizi yönlendiriyor. Gemiye benzer bir şey çıkınca, ‘Tamam, bunu Nuh’un Gemisi yaparım’ dedim. Nuh’un Gemisi’nde insan, hayvan, çeşitli figürler ortaya çıktı” dedi.
Mahmut Nurettin Medyelioğulları, Diyarbakır‘da 2003 yılında Fransızca öğretmenliğinden emekli olduktan 1 yıl sonra Sur ilçesinde 10 metrekarelik küçük bir dükkanda, merak saldığı taş işlemeciliğine başladı. 20 yıl içinde başta 4 ayaklı minare, tarihi surların üstündeki figürler, tarihi çeşme, şadırvan, cami ve kilise gibi kentin önemli mimari yapıtlarının minyatürlerinin yanı sıra 500 civarında eser üreten Medyelioğulları, son olarak volkanik Karacadağ’ın bazalt taşından Nuh’un Gemisi’nin figürünü yaptı. Eserin doğaçlama olarak ortaya çıktığını söyleyen Medyelioğulları, “Bu işte bazen taş yönlendiriyor. Ben böyle bir şey düşünmemiştim. Bulduğum taşa göre ne yapacağımı o an düşünüyorum. Taşlar öyle, bir süre önümde kalıyor. Bakıyorum, izliyorum, ‘Bundan ne olur, ne çıkar?’ diyorum. Bir süre sonra yapacağım şey kafamda beliriyor. Bu da öyle oldu. Bir kayanın bir kenarını en uygun bu şekle getirdim. Gemiye benzer bir şey çıkınca, ‘Tamam, bunu artık Nuh’un Gemisi yaparım’ dedim. Nuh’un Gemisi’nde insan, hayvan ve çeşitli figürler ortaya çıktı. Tabii çok net değil ama zaten öyle olmasını da istemedim. Farklı bir görüntü versin istedim” ifadelerini kullandı.
‘TAŞI İŞLEMEK ÇOK ZOR’
Daha önce valilik desteğiyle tarihi İçkale’de bir sergi açtığını belirten Medyelioğulları, “Başlangıçta Diyarbakır ile ilgili motif ve minyatürler yaptım. Sonra farklı şeyler yapmaya başladım. Yani taşların bir kısmını eş dost getirdi, bir kısmını kendim temin ettim. Yapacağım işe göre taş bulmada sıkıntı çekmedim. İlk olarak 4 ayaklı minareyi yapmıştım. Çan kulesi, surlar, burçlar, Diyarbakır’ın önemli eserlerinin minyatürlerini yaptım. Taşı işlemek çok zor. Makine de kullanmıyorum. 3 ayımı almıştı. En az uğraşacağınız şey 1 hafta veya 10 gün sizi uğraştırıyor. Toplamda ise sayı olarak bilmiyorum ancak 500’ün üzerinde eser ürettim. Bir kısmı burada, bir kısmı da müzenin deposunda duruyor. Orada bir yer vermişlerdi, bir sergi açtık. Ondan sonra da getiremedim buraya, çoğu orada depoda kaldı” diye konuştu.
‘BU İŞİN MÜZESİ VE ATÖLYESİ OLSUN İSTİYORUM’
Taş işleme sanatının çok zor bir iş olduğunu söyleyen Mahmut Nurettin Medyelioğulları, sanatını yeni nesillere de aktarmak istediğini ifade ederek, “Yıllardır bir müze, bir eğitim atölyesi açılsın, diyorum. Sur’da bir bazalt taş müzesi açmak istiyorum. O yüzden de bunları satmıyorum. 20 yıldır hiçbir getirisi olmadığı halde atölyeye kira ödüyorum ama satışı da düşünmüyorum. Çünkü bir daha hiç kimse bu kadar eseri bir araya getiremeyecek. Burada gördüklerinizin dışında bundan fazlası da depoda duruyor. Yani uygun bir yer, neresi olursa, ilgili kurumlardan en başta Kültür Bakanlığı, Valilik, belediyeler, üniversite, iş insanlarımızdan hem bunları sergileyebileceğim hem de eğitim verebileceğim bir alan olsun istiyorum” dedi.